Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, eski Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili Kahramanmaraş’ta görülen davaya ilişkin, “Ne yazık ki hala hadisenin kenarından, kıyısından dolaşılmaktadır. Helikopterinden mühim aygıtları söken insanlar delil karartmadan değil, delil yok etmekten değil, hırsızlık davasından yargılanmaktalar. Üç gün boyunca Kahramanmaraş’ta görülen davanın aslı esası budur” dedi. Remzi Çayır, bugün partisini genel merkezinde haftalık değerlendirme toplantısı düzenledi. Çayır, özetle şunları söyledi: “Biz Milli Yol Partisi olarak, Kahramanmaraş’ta görülen Muhsin Yazıcıoğlu davasına katıldık. Ne yazık ki hala hadisenin kenarından, kıyısından dolaşılmaktadır. İşin ehemmiyeti, aslı unutulmaktadır. Bu iş nasıl oldu, bu işi kimler kurguladı, kimler var, kimler yok sorularının cevabı sadece kamuoyunu yönlendirmeye yönelik birtakım adımlar atılmaktadır. Rahmetli genel başkanımız şehit edilmiş, helikopterinden mühim olan, gerçekten uçmayı gerektirecek aygıtları söken insanlar delil karartmadan değil, delil yok etmekten değil, hırsızlık davasından yargılanmaktalar. Üç gün boyunca Kahramanmaraş’ta görülen davanın aslı esası budur. Bunun dışında hiçbir dava yok. Üzülerek ifade ediyorum ki Türkiye, gerçeklerle yüzleşmek yerine bazı hakikatlerin üzerini örtmekte mahir. Bütün iktidarlar böyle yapmış bugüne kadar. Türkiye faili meçhulleri bu şekilde fazlalaştırdığı müddetçe gelecek anlamında milletin endişe duyması çok normal. Milli Yol Partisi olarak, Muhsin Yazıcıoğlu’nun yoldaşları olarak bu davayı kapattırmayacağız. Bu dava milletin gönlünde, vicdanında nasıl açıksa açık kalmaya devam edecek. Takipçisi olmayı sürdüreceğiz. “YANAN 16 YAŞINDAKİ SILA’NIN BEDENİ DEĞİL TÜRK KADINININ, KIZLARIMIZIN BEDENİ VE YÜREĞİDİR” Sıla, 16 yaşında bir kız çocuğu, bir cani tarafından bıçaklanarak öldürülüyor. Savunmasız kızlarımıza, savunmasız kadınlarımıza bu zulmü, bu çarpıklığı artık ortadan kaldırmak zorundayız. Hükümet, kamuoyu, sivil toplum kuruluşları ve partiler bir araya gelerek buna bir önlem almak zorundalar. Bunu önleyemezsek aslında ölenler, bıçaklananlar, katledilenler öz kızlarımız, eşlerimiz, analarımız. Derhal bu konuda milletin beklentilerini karşılanacak şekilde tedbirler almak zorundayız. Yanan, 16 yaşındaki Sıla’nın bedeni değil Türk kadınının, kızlarımızın bedeni ve yüreğidir. “ÇOCUKLUĞUMUZDA ORTAOKULA GİTTİĞİMİZDE ZABITALAR BAKKALLARIN ETİKETLERİNİ DENETLERDİ” Çocukluğumuzda, ortaokula gittiğimizde zabıtalar bakkalların etiketlerini denetlerdi. Şu anda bir tarafta zabıta ekonomisi, bir tarafta serbest ekonomi diyorlar. Bir tarafta ‘hey hut’ ve üsten atılan birtakım sözler, öbür tarafta milletin, dar gelirlinin, fakirin, fukaranın çektiği ıstıraplar. Markete zabıta yollamakla fiyatları düşürecekseniz hepimiz gidelim, nöbet tutalım bitsin bu iş. Bu rasyonel değil, bu akılcı değil, bu gerçekçi değil; bu göz boyama yönelik bir eylem, başka bir şey değil. Şu anda milletin yaşadığı enflasyonun adı yüzde 100 hayat pahalılığıdır. Ama sizin TÜİK’in açıkladığı yüzde 49. Garip bir şekilde ‘Enflasyonun tedricen düşmesini bekliyoruz’ diyor yetkililer. Millet şu an zor durumda, yalandan hayal kurdurmaya gerek yok. Gerçekleri milletle paylaşarak siz bir yere varabilirsiniz. 2002’de, mevcut hükümet, 120 milyar dolarla aldığı devlet borcunu şu an 600 milyar dolara yaklaştırmış durumda. Borçlanarak hayata devam ediyoruz. Yeni bir ekonomik model oluşturacaklarmış güya. Hiçbir model falan yok, durumu ve günü kurtarmak dışında. ‘Ey halkımız, yastığınızın altındaki altınları getirin bize verin’ diyorlar. Altını getirdi halkımız, bankaya koydu. Şu an yeniden borçlanmak zorundalar. Bir yıl içerisinde Türkiye’nin dışarıya ödeyeceği borç 167,5 milyar dolar. “BİZ BİR HİKAYE OLUŞTURACAĞIZ, BİR YOL AÇACAĞIZ. BU YOLUN ADI DA MİLLİ YOL” Umutsuz olmaya gerek var mı, hayır. Hakikati, gerçeği, ne varsa eğmeden bükmeden bu milletle paylaşacak kadrolar burada. Biz, bir hikaye oluşturacağız, bir yol açacağız. Bu yolun adı da Milli Yol. Ve millete, olduğu gibi şeffaf, hesap verebilir bir yol, bir sistem oluşturacağız. Türkiye, döne dolaşa aynı yerdedir, 20 yılın gerisine düşmüştür. Ey Türk milleti; umutsuz olma, için için eridiğini biliyoruz. Umutsuz olma, Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşları var, onun yarım kalmış hayali var. O hayal bu milleti mutluluğa, refaha ve bağımsızlığa götürecektir.”

Editör: TE Bilisim