(ANKARA) -  CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, bugün TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek gündemi değerlendirdi. Günaydın,  görülen Çorlu tren faciası davasının duruşmasında sanıklara verilen cezalara  tepki gösterdi.

Ceza kararının faciadan 5,5 yıl sonra çıktığına dikkat çeken Günaydın, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden üst düzey herhangi bir yetkiliye de bir ceza verilmemesine şu sözlerle tepki gösterdi:

"Ulaştırma Bakanlığı'ndan herhangi bir yetkilinin anlaşılan bu meselede herhangi bir suçu, kusuru yok ki hiçbir ceza verilmemiş. Bu demir yolunun yapımında, ihalesinde uygulanmasında görev alanlar, yöneticiler, demek ki hiçbir kusur sahibi değiller ki onlara da ceza verilmemiş. Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden üst düzey herhangi bir yetkiliye de bir ceza yoktur. Bu kararın onların vicdanlarında yanan ateşi söndürüp söndürmediğini kendilerine sormak lazım. Ama Türkiye'de hukuk düzeninin gerçek sorumluların üzerine gitme konusundaki tereddütü herkesin dikkatini çekmeye maalesef devam ediyor.''

NUMAN KURTULMUŞ'A TEPKİ

Erzincan İliç'teki maden faciasını araştırmak için kurulan komisyonun çalışmalarına 71 gün sonra başlamasını da eleştiren Günaydın, "Neden Amasra'da 12. günde toplanan komisyon bu kez 71 gün beklemek zorunda kaldı" dedi. İktidar milletvekillerinin bu durumu, TBMM'nin 31 Mart yerel seçimleri için ara vermesini gerekçe olarak sunduklarını dile getiren Günaydın, grubu bulunan tüm partilerin en geç 22 Şubat'ta komisyon üyelerini TBMM Başkanlığına bildirdiğini söyledi. Günaydın TBMM'nin çalışmalarına ara vermesinin herhangi bir faciayı araştırılmasına engel olmaması gerektiğini vurgulayarak TBMM Başkanı Numan Kurutulmuş'e tepki gösterdi:

"22 Şubat'tan Meclis'in ara verdiği 1 Mart'a kadar olan bir haftalık zaman dilimi içerisinde Meclis Başkanı, sen bunu neden Meclis'te okutmadın? Neden bu komisyonun kurulup çalışmasına izin vermedin? Meclis'in ara vermesi ya da seçim takvimin başlaması böyle bir facianın araştırılmasını engellemez. Meclis Başkanı üzülerek söylüyorum ki resmi gezilere ailesiyle beraber özel jetlerle gitmek yerine bunu gündemine almak ve komisyonu çalıştırma konusunda herhangi eylemde bulunmadı. 7 çocuğumuz hala toprak altındayken 71 gün sonra komisyon kurulabildi."

"BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ İLE YAPILAN ANLAŞMA"

TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi planlanırken İliç maden faciası sebebiyle geri çekilen ve dün görüşmelerine başlanan Maden Kanunu'nu da hatırlatan Günaydın, Türkiye'nin Birleşik Arap Emirlikleri ile yaptığı anlaşmanın hukuka aykırı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bizim Meclis'te Dışişleri Komisyonu'nda gündeme alınmayı bekleyen bir anlaşma var. Türkiye'yle Birleşik Arap Arap Emirlikleri Arasında Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Stratejik Ortaklık Çerçeve Anlaşması. Türkiye'nin kurulu enerji kapasitesinin yüzde 10'u kadar büyüklükte yeni enerji yatırımlarını Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaptıracaklar. Bu anlaşmayla taahhüt ediyorlar. Bu Birleşik Arap Emirlikleri'yle yapılan anlaşma ne ulusal ne uluslararası hukuka ne de tahkime atıf yapıyor. Dostane yollarla çözülecekmiş. Yani milyarlarca dolarlık yatırımlarla ortaya çıkan anlaşmazlıklar dostane yolla çözülemezse ne olacak? Herhangi bir cevabı yok. Çünkü memleket bir kabile devletine dönüştürülmüş durumda.

''AKILLANMIYORSUNUZ"

Şimdi bunun altyapısı yapılmaya, kurgulanmaya ve bir mıntıka temizliğini Meclis'e yaptırmaya çalışıyorlar. Örneğin madencilik açısından son derece önemli bir düzenleme var, UMREK. Yani madenciliğin uluslararası standartlarda, bilimsel ölçütlere göre bağımsız denetçiler tarafından denetlenmesine dayalı bir sistem. Soma faciasından sonra getirilmişti, şimdi UMREK'i ortadan kaldırıyorlar. Sebebi neymiş? Efendim, bürokratik zorluklara, gecikmelere ve bazı finansal kayıplara yol açıyormuş. Yani bize İliç'in 72 günü demek istiyorlar ki, 'Biz bu şirketlere daha da kolaylık getireceğiz, bürokratik zorlukları da ortadan kaldıracağız.' Sanki bürokratik zorluk demek işin gereğini yapmak değil de illa bir adama kasten zorluk çıkartmak gibi; yani liberalize etmek, şirket kârını maksimize etmek... Ayıptır, çocuklarımız hâlâ liç yığınları altında, ayıptır... Bu şirket seviciliğiniz, bu rant seviciliğiniz 31 Mart'ta size yurttaşın gerekli dersi vermesine neden oldu ama bir türlü akıllanmıyorsunuz.”

"EMEKLİNİN MAAŞININ 140 KATINI THY GENEL MÜDÜRÜ ALIYOR"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in kemer sıkma politikasına da atıfta bulunan Günaydın, Türk Hava Yolları'nda çalışan bir genel müdürün 1 milyon 400 bin lira maaş aldığını gündeme getirerek bunu 10 TL olan emekli maaşları ile kıyasladı. Günaydın, "Emeklinin maaşının 140 katını THY Genel Müdür alıyor. O maaşı kazanabilmek için 1 milyon 400 bin TL'yi edinebilmek için emeklinin 12 yıl aylık alması gerekiyor ve bunu bize utanmadan normal bir düzenlemeymiş gibi anlatmaya çalışıyorlar. Bizim yurttaşlarımızın, emeklilerimizin açlıktan mutfaklarını kaynatamamaları durumundan hiç bahsetmiyorsunuz ama utanmadan ‘THY Genel Müdürü o maaşı alacak çünkü Swiss Air Genel Müdürü de o maaşı alıyor’ diyorsunuz" tepkisini gösterdi. Günaydın, ayrıca THY'de üst düzey görevli diğer çalışanların da yüksek maaşlarına dikkati çekti.

Günaydın, "Ayıp değil mi, hiç utanmıyor musunuz? Türkiye'de açlık, sefalet bu boyutlara erişmişken üstelik de bu maaşları da utanmadan bize savunmaktan hiç hicap duymuyorsunuz. Artık insanlar ev alamıyor, araba alamıyor, kira ödeyemiyor, bu utanç bizim. 31 Mart'tan sonra Türkiye'nin önüne yeni bir ajanda açılmıştır CHP halkın sorunlarını kendine dert ederek bunların her birini teker teker çözme gücüne de kararlılığına sahiptir. Önümüzdeki dönemde bunlara tanıklık edecek" dedi.

ODTÜ ÖĞRENCİLERİNİN ÜNİVERSİTE ŞENLİĞİNİN DEVRİM STADYUMU'NDA YAPILMASI İÇİN BAŞLATTIĞI EYLEM SÜRÜYOR... ODTÜ ÖĞRENCİLERİNİN ÜNİVERSİTE ŞENLİĞİNİN DEVRİM STADYUMU'NDA YAPILMASI İÇİN BAŞLATTIĞI EYLEM SÜRÜYOR...

"BİRİYLE GÖRÜŞMEK ONUNLA MÜCADELE ETMEMEK ANLAMINA GELMİYOR"

Günaydın, toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün sosyal medya hesabından paylaştığı mesaja ilişkin soruya Günaydın, "Biriyle oturup toplantı yapmak, onu bir görüşmeye davet etmek ya da onun görüşmesine icabet etmek, onunla mücadele etmemek anlamına gelmiyor. CHP sıkılı yumruklarla değil, akılla ve rahat bir yürekle önündeki döneme bakıyor. Türkiye'yi temsil eden tüm siyasal partilerle görüşürüz ancak Cumhuriyet'in ilke ve devrimlerinden bir milim sapmayız. Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin" yanıtını verdi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in mülakat açıklamaları ile Şimşek'İn kamuda tasarruf açıklamalarına ilişkin de Günaydın, şunları ifade etti:

"İSRAF EN YUKARIDAN SÜRDÜĞÜ SÜRECE KİMSEYİ TASARRUFA INANDIRAMAZSINIZ"

“Türkiye'de kamuda müthiş bir israfın olduğunu herkes biliyor. ‘İtibardan tasarruf edilmez’ diye diye başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bir saltanat düzenini kurdular ve bu saltanat düzenine tamamı uydu. Arkadaşlar, bugün herhangi bir spor bakanı Avrupa'daki bir maça özel jetle gidiyor. Meclis Başkanı Mardin'deki ziyaretine özel jetle gidiyor. Eğer inandırıcı olmak istiyorsa Cumhurbaşkanı -ben söyleyeyim- 13 uçağından 10 tanesini derhal açık artırmayla satar, biz de deriz ki çok ciddi bir tasarruf başlıyor. Bakanlar incileri dökülmez, bir yerlere gidecekleri zaman tarifeli uçaklarla giderler, Cumhurbaşkanı tarifeli uçağa bir kere biner, biz de deriz ki; 'Ne güzel, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'nin siyasetçileri de tarifeli uçağa binmeye başlamışlar.' Ya da eğer bir siyasetçi özel jetle bir yere gidiyorsa, faturasını da ertesi gün yayınlar, o jetin parasını, uçuşunu kendi cebinden finanse ettiğini ortaya koyar, kimse de bir şey diyemez ona. Kamu kaynaklarının üzerine binmekten vazgeçsinler. Dolayısıyla bu israf en yukarıdan sürdüğü sürece, bu şatafat devam ettiği sürece kimseyi tasarrufa inandıramazsınız.

"MÜLAKATI KALDIRIN BU AYIP MEMLEKETİN ÖNÜNDEN KALKSIN"

Gelelim mülakat meselesine. Dün bize AKP Grup Başkanvekili diyor ki, aldığımız kanun, karar var. Mülakat gerekli olmazsa yapılmayacakmış. Her yerde şakır şakır yapıyorsunuz. Kimi kandırıyorsunuz? Dolayısıyla gelin bunu bir düzenlemeye konu edin; yerel yönetimlerden merkezi hükümete kadar ancak özel yetenek gerektiren durumlar hariç olmak üzere mülakatı kaldırın. Onun dışında istisnaları kaldırın, mülakatı kaldırın. Tüm belediyeler, tüm yerel yönetimler, tüm genel yönetim yazılı sınavla personel alsın ve bu büyük şaibe, büyük ayıp memleketin önünden kalksın."

 

Kaynak: anka