Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame sonrası Ayşe Ateş'in yaptığı açıklamalara dikkati çekti. BTP Lideri Baş, "Türkiye'deki temel sorun, siyasetin ve siyasetçilerin bu tür üzücü olayların her zaman içinde olması. Bu da Türkiye'yi ne yazık ki her zaman daha da düşük liglere doğru çeken bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. İnşallah Sinan Ateş'in de rahmetlinin de ruhunu şad edecek, sorumlularının bulunduğu bir sürece hızlıca girilmesini diliyoruz ama Türkiye'deki bu siyasi ortam buna çok müsaade etmemiş oluyor. İnşallah bir an önce bundan kurtuluruz” dedi.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Sinan Ateş cinayeti ve sığınmacı sorunu üzerine açıklamalar yaptı.

BTP lideri, “Önce tekrar Allah'tan rahmet dileyelim. Çok üzücü bir saldırı sonucu bir Türk genci hayatını kaybetmiş oldu. Daha önce Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış olması ve istikbal vaat eden bir genç olması da kamuoyunda, gündem de yer tuttu” ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE’DE TEMEL SORUN HER OLAYIN İÇİNDE SİYASİLERİN ADININ GEÇMESİ"

İddianamenin açıklanmasının ardından Sinan Ateş’in eşinin yaptığı açıklamalara dikkati çeken Hüseyin Baş, şunları kaydetti:

“Kendisinin, ‘benim açıklamalarım iddianamede yer bulmadı çünkü benim verdiğim ifadelerde bazı siyasilerin isimleri geçiyordu’ diye bir açıklaması oldu. Şimdi bu söz Türkiye'de çokça rastladığımız durumlardan biri. Mesela FETÖ dosyalarında, ‘sen sohbetlere katılmışsın’ diyor, iddianamede böyle geçiyor. Vatandaş da, ‘tamam ben yoldan geçerken katılmıştım ama o sohbette şu AK Parti vekili, şu AK Parti bilmem ne daire başkanı da vardı’ deyince hiçbir şekilde bunlar iddianameye girmemiş oluyordu. Türkiye'de ne yazık ki hangi olay olursa olsun bu olayın iddianamesi hazırlanırken kişilerin ifadesine başvurulduğunda, bu kişiler ifadelerinde siyasetçilerin isimlerini kullanmamış olsun. Futbolda şike davası diyorsun siyasetçilerin ismi geçiyor, bir gencin veya bir işte siyasi figürün suikasti konuşulsun burada siyasetçinin ismi geçiyor veya başka bir dava olsun, başka bir dosya olsun,  terör olsun, siyasetçinin ismi geçiyor, bazı farklı yapılanmalar gündeme gelsin, siyasetçilerin ismi geçiyor. Türkiye'deki temel sorun, siyasetin ve siyasetçilerin bu tür üzücü olayların her zaman içinde olması. Bu da Türkiye'yi ne yazık ki her zaman daha da düşük liglere doğru çeken bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. İnşallah Sinan Ateş'in de, rahmetlinin de ruhunu şad edecek, sorumlularının bulunduğu bir sürece hızlıca girilmesini diliyoruz ama Türkiye'deki bu siyasi ortam buna çok müsaade etmemiş oluyor. İnşallah bir an önce bundan kurtuluruz.” 

CHP'den Suruç katliamı davası için heyet...Sevda Erdan Kılıç: “Karanlıklar aydınlatılana kadar Suruç için adalet talebimizi sürdüreceğiz” CHP'den Suruç katliamı davası için heyet...Sevda Erdan Kılıç: “Karanlıklar aydınlatılana kadar Suruç için adalet talebimizi sürdüreceğiz”

IRAKLI ÖĞRENCİNİN OKUL MÜDÜRÜNÜ VURMASI

BTP Lideri Baş, Iraklı bir öğrencinin İstanbul Alibeyköy’de okul müdürünü vurmasına da değindi.

Türkiye'nin sığınmacılarla doldurulmasının oluşturabileceği tehlikeleri yıllardır anlattıklarını belirten Hüseyin Baş, “Bunun herkes farkında ama bunun bir tek siyaset farkında değil” dedi.

“ASLINDA BEDAVAYA VATANDAŞLIK VERİLİYOR”

İktidarın bu konuda ısrarcı olmasının sebebinin ekonomik olduğunu belirten BTP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi bakıyorsun o yabancı öğrenci dediğimiz kişi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, yani vatandaşlık satın almışlar. Biz çokça ‘400 bin dolara vatandaşlık satıyoruz’ diyoruz. Aslında 400 bin dolara vatandaşlık satmıyoruz bile! O vatandaşlık 400 bin dolara gelmiyor. 10 kişilik bir aile olabilir ve bir kişi vatandaşlık aldığında bütün ailesini vatandaş yapıyor. Vatandaşlık 40 bin dolara geliyor, bedavaya vatandaşlık satıyor, yani o zat gayrimenkul alınca vatandaşlık alıyor. Zaten gayrimenkul alıyor, sonra o gayrimenkulü de satıyor ve bedavaya vatandaş olmuş oluyor. Bunun ne bir araştırma, ne bir soruşturma aşaması var, ne düzgün bir şekilde işte denetleme mekanizması var. Geliyor kişi vatandaş oluyor ve artık senin eğitiminden, sağlığından her türlü imkanından, ülkenin oluşturduğu, bizim vergilerimizle, yıllardır kan dökerek elde ettiğimiz coğrafyada oluşturduğumuz tüm imkanlardan aynı senin benim gibi faydalanmaya başlıyor.

“TÜRK VATANDAŞLIĞININ PARAYLA SATILMASI KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUM DEĞİL”

Buraları ne olduğu belirsiz insanlar gelip doldurunca öğretmenlerimizi kaybediyoruz. Bir öğretmenin yetişmesi için yıllar veriyor bu ülke. Bu ülkenin insanları yıllarını feda ediyorlar bir öğretmen yetişsin ve nesiller yetiştirsin diye. Ama biz, yabancı uyruklu bir şahsın kalkıp O’nu öldürmesini oluşturabilecek sürecin oluşmasına sebep olabilecek şeyleri yapmaktan geri duramıyoruz, çünkü siyaset böyle istiyor. Bu da çok ciddi toplumsal bir probleme dönüşüyor. Bu sadece haberlere çıkan bir tane mesele, bunun gibi binlerce mesele Türkiye'de her gün yaşanıyor. Tek sebebi de hükümetin bu konudaki geri adım atmaz tutumundan kaynaklanıyor. Bu da ülkemiz için çok üzücü bir durum. Yapılması gereken çok basit bir şey var, bedavaya vatandaşlık satmayacaksın. Onu geçtim, parayla vatandaşlık satmayacaksın. Parayla vatandaşlık satılmaz, kanla elde edilmiş topraklar parayla ölçülmez. Biz burada ortak değerleri olan, ortak idealleri olan insanlar olarak, ülkemizi paylaşıyoruz ve bu ülkede bir gelecek oluşturmaya çalışıyoruz. Bu geleceği paylaşmak istemeyen, bu ideallere, bu ruha, bu medeniyete, bu geçmişe, bu kültüre, bu köklü tarihe sahip olmayan hiç kimsenin bundan faydalanma hakkı olmamalı.”

 

 

Kaynak: anka