Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Köyü'nde, 8 yaşındaki Narin Güran'ın 21 Ağustos 2024'te Kur'an kursundan çıktıktan sonra evine dönerken başına ne geldiği hâlâ bir sır. En son, evine giden patika yolda saat 15.15'te köy okulunun güvenlik kamerasına takılan Narin'in, evinde ya da evine yakın bir yerde öldürüldüğü tahmin ediliyor.

Deutsche Welle Türkçe'den Alican Uludağ, 90'lı yıllarda İstanbul Emniyeti'nde pek çok cinayeti aydınlatan emekli emniyet müdürü Mesut Demirbilek'le konuştu.

Ancak cinayetin üzerinden bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen, Narin'i kimin ya da kimlerin neden öldürdüğü bilinmiyor. Cesedin Eğertutmaz Deresi'nde 19 gün sonra bulunması, birçok delilin kaybolmasına yol açtı ve ilk günlerde yapılan hatalar soruşturmayı çıkmaza soktu. 

NARİN'İN EVİ VE ÇEVRESİNDE DNA İNCELEMESİ YAPILMADI

Narin Güran'ın saat 15.15'te evine doğru ilerlediği bilinmesine rağmen, ilk günden itibaren evinde ve çevresinde cinayetle ilgili bulgulara ulaşılmasını sağlayacak DNA veya başka delil araması yapılmadı. Bu aramanın yapılmadığı yerlerden biri, Narin’in öldürüldüğü iddia edilen ahırdı. Ahırda arama, ancak Nevzat B.'nin itirafından sonra, 21 Eylül'de, yani cinayetten 32 gün sonra gerçekleştirildi. Bu aramada bulunan iki sigara izmariti, Van Jandarma Kriminal Laboratuvarı'na gönderildi. Ayrıca, Nevzat B.'nin gözaltına alınmasının ardından evinde hemen arama yapılmadı; tutuklandığı 10 Eylül'den ancak yedi gün sonra arama gerçekleştirildi.

ŞÜPHELİLERİN TELEFONLARI ZAMANINDA DİNLENMEDİ

Soruşturma ekipleri, ilk günlerden itibaren olası şüpheli olarak Narin’in ailesini ele almadı. Aile üyelerinin ve yakın akrabalarının telefonları bu süreçte dinlemeye alınmadı. Telefon dinlemeleri, ancak Narin Güran'ın kaybolmasından dört gün sonra başlatıldı. Ayrıca, Narin aranırken anne, baba, kardeşler ve amcaların telefonlarına el konulmaması, soruşturmadaki önemli bir eksiklik olarak öne çıktı. Başta tutuklu amca Salim Güran olmak üzere birçok şüpheli, aile bireylerine uzanan soruşturma ihtimaline karşı telefon görüşmelerini sildi. Eğer ilk günlerde telefonlara el konulsaydı, olası delil niteliğindeki yazışmalar dosyaya girebilecekti.

ASKERİ ÜSSÜN KAMERASINA BAKILMADI

Narin Güran aranırken, köyün ve cesedin bulunduğu yerin yakınındaki askeri üssün kamerası incelenmedi. Eğer bu kamera görüntülerine Narin'in kaybolduğu 21 Ağustos günü saat 15.15'ten sonraki zaman diliminde bakılsaydı, Nevzat B.'nin Narin Güran’ı dere yatağına gömerkenki hareketleri tespit edilebilirdi. Bu, cinayetin çözülmesinde önemli bir adım olabilirdi.

Filistin için bir barış çağrısı da Brüksel'de Mudanya'dan geldi Filistin için bir barış çağrısı da Brüksel'de Mudanya'dan geldi

CİNAYET SORUŞTURMASI GEÇ BAŞLATILDI

Suç araştırmaları uzmanı Mesut Demirbilek, bu tür kayıp vakalarında ilk 24 saatin kritik olduğunu belirterek, "24 saatten sonra olaya cinayet gözüyle bakmalısınız. Böyle bir yaklaşım sergilenseydi, cesede ve delillere daha erken ulaşılabilirdi. Şüpheliler kendi kurgularını oluşturamazdı" dedi. Narin Güran'ın kaybolduktan sonra ilk 9-10 gün çalışmaların "kayıp" olarak devam ettiğini vurgulayan Demirbilek, cinayet soruşturmasının çok geç başladığını söyledi.

"İLK 24 SAATTEN SONRA CİNAYET GÖZÜYLE BAKILMALI"

Emekli Emniyet Müdürü Demirbilek, 12 yaşından küçük çocukların kaybolması durumunda ilk 24 saatin çok önemli olduğunu işaret ederek, "İlk saatler çok kritiktir. Her geçen saat, araştırmayı yürütenler için işin şekli değişmeye başlar. Hayatını kaybetmiş olabileceğini düşünmeye başlarsınız. Bu aşamadan sonra aramayı bırakmazsınız, ancak 24 saatten sonra cinayet soruşturması yürütür gibi hareket etmelisiniz" dedi.

"DELİLLER KAYBEDİLMEDEN OLAY YERİ İNCELENMELİYDİ"

Demirbilek, amca Salim Güran’ın aracında küçük kıza ait vücut sıvısı bulunduğunu belirterek, "Vücut sıvısı varsa boğulma vardır. Bu durumda vücut köpük veya idrar bırakabilir ve bu sıvıların olay yerine bulaşma ihtimali çok yüksektir. Olay sıcak olduğu anlarda ev ve çevresinde yapılan incelemeler gecikmemeliydi. Ancak bu araştırmalar olay yeri inceleme mantığıyla yapılmadı" dedi.

"İFADELER YETMEZ, SOMUT DELİLLER BULUNMALI"

Soruşturmada 12 kişinin tutuklandığını hatırlatan Demirbilek, "Suça iştirak etmek sadece ifadelerle kanıtlanamaz. Soruşturmanın ifadelere dayalı kalması ve somut deliller bulunmaması durumunda sanıklar birkaç yıl içinde serbest kalabilirler. Bu nedenle savcının işi oldukça zor" değerlendirmesini yaptı.

Editör: Şevval Örs