İstanbul Sözleşmesi Danıştay'da. Avukat Gülbahar: Polisin psikolojik terörüne maruz kaldık.
“HANİ ELİNİZDEKİ ARAÇLAR YETERLİYDİ”
Cumhurbaşkanını bütün işlemlerine karşı yargı yolu kapalıdır diyerek ve bunu sürekli tekrarlayarak buna inanmamızı ya da bunu kabullenmemizi istiyorlar. Tabii ki kabullenmeyeceğiz. En azından hala bu konu ile ilgili Anayasa Mahkemesi ve diğer mahkemelerden bir parça da olsa umudumuz var. İkinci argüman ise Cumhurbaşkanının kendi çıkardığı 9 No’lu kararnamesinde, Anayasa’nın 90’ıncı Maddesindeki temel haklarla Meclis onayının gerektirdiği düzenlemeyi unutmuş olması. Unuttuğu için de Cumhurbaşkanı kararının geçerli olduğunu iddia edilmesi. Bu iddiaya ilişkin de yeterli açıklama yaptık. Maalesef kadınların ve çocukların can güvenliği, vücut bütünlüğü ile ilgili, şiddetsiz bir hayat yaşama hakkı ile ilgili doğrudan doğruya bu konu ilgili uluslararası temel haklarla ilgili sözleşmeyi de sanki teknik, idari doğalgaz anlaşması gibi, oyuncu transferi gibi ikili anlaşmalarla karıştırıyor olmaları, temel haklarla ilgili sözleşme olduğu gerçeğini inkar etmeleri aynı gerçeklik, aynı iddialar maalesef Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ne ihtiyacı olmadığı, eldeki 6284 yasası ve Türk Ceza Yasası’nın kadına karşı şiddeti önlemeye, kadınların hayatlarını korumaya yeterli olduğu iddiası. Bugün bu iddiayı bir daha dinledik. Maalesef toplantıdaki herkes, herkes zaman zaman göz yaşları içerisinde, Pınar Gültekin’in katlinden sonra katiline verilen cezayı kınadık ve hani iç hukukumuz bu tür suçları yeterince caydırıcı şeklide cezalandırmakta yeterliydi sorusunu sorduk. Hani elinizdeki araçlar yeterliydi?”
Avukat Selin Nakıpoğlu da iktidara “Neden bu sözleşmeyi istemiyorsunuz, kimler yüzünden bizi bu sözleşmeden mahrum bırakmak istiyorsunuz?” diye sordu ve şunları söyledi:
“Biz Anayasa ve Anayasa’nın üstünlüğü dedikçe davalı taraf kararname dedi, biz normlar hiyerarşisi dedikçe davalı taraf Cumhurbaşkanı kararnamesi dedi. Bunları teker teker kabul etmediğimiz açıkladık. Bizim tarafımız belli. Biz kadınların, çocukların, LGBTİ artıların erkek şiddetine maruz kalmaması için, erkek şiddetinden uzak bir hayat, yaşam tahayyülü için, eşit yaşam için mücadele ediyoruz. Bu sözleşmeden bir kişinin kararı ile çıkarılmasına hayır diyoruz.”
Bunlar da ilginizi çekebilir