İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gökçe: Plan Değişikliğine İtiraz Edeceğiz
17 KATLI İNŞAATLAR YAPILABİLECEK
İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’nın doğusunda, D-100 Karayolu'nun kenarında yer alan söz konusu arazinin küçük bölümü ‘resmi kurum alanı’ olarak ayrılırken D-100 kenarında kalan büyük bölümü ise ‘ticaret ve konut alanı’ olarak ayrıldı. Emsal=2 yapılaşma hakkı verilen araziye 17 katlı inşaatlar yapılabilecek.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, yapılan plan değişikliğine itiraz edeceklerini sosyal medya hesabından duyurdu. Gökçe, paylaşımında şunları kaydetti:
“Kartal ilçemizdeki kamuya ait tam 29 bin 625 metrekare büyüklüğündeki arazi, Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan 3 Ağustos tarihli kararname ile 17 katlı yapılaşmaya açıldı. Biz, görevimizi yerine getirip itiraz edeceğiz. Nedenlerini aşağıda paylaşmak isterim.
AYRICALIKLI İMAR HAKLARIYLA KENT GERİ DÖNÜLMEZ ŞEKİLDE TAHRİP EDİLİYOR: 4 yıl önce TOKİ tarafından hazırlanan ve ulusal basına yansıyan bir raporda şu ifadeler yer alıyordu: 'İstanbul’da yapılan uygulamalara bakıldığında parsel bazında verilen ayrıcalıklı imar hakları ile kentin geri dönülemez şekilde tahrip edildiği görülmektedir.
16 MİLYON İSTANBULLU DÜZENSİZ VE SAĞLIKSIZ YAPILAŞMAYLA AĞIR BİR BEDEL ÖDEDİ: Gerçekten yapılan uygulamalar ile İstanbul'un sağlıklı, dengeli, sürdürülebilir, doğaya saygılı bir şekilde yapılaşması engellendi; yapılan ayrıcalıklı uygulamalar ile özel şahıslar zenginleşirken 16 milyon İstanbullu düzensiz ve sağlıksız yapılaşma ile ağır bir bedel ödedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ŞEHİRCİLİK POLİTİKASI BENİMSİYOR, UYGULUYORUZ: Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nun göreve gelmesi ile yıllarca İstanbul'u nefessiz bırakan anlayış terk edildi. Artık İstanbul'u koruyan, kent ve yaşam hakkı odaklı, sürdürülebilir bir şehircilik politikasını benimsiyor, uyguluyoruz.
KAMU ARAZİLERİ TOPLUMUN MENFAATİ İÇİN DEĞERLENDİRİLMELİ: Ancak merkezi hükümet bu görüşte değil. İki farklı zihniyet var. Bir tarafta biz varız. Diyoruz ki doğal afet riski olan, ağır bir yapılaşmaya maruz kalmış İstanbul'da kamu arazileri akıl ve bilimin ışığında toplumun menfaati için değerlendirilmeli
İki bakış açısının ürettiği sonuçlara bakalım. Kartal'daki arazi önce Özelleştirme İdaresi’ne devredildi, sonra merkezi hükümet tarafından yapılan değişiklikle 17 kat yüksekliğinde yoğun bir yapılaşmaya açıldı.
HÜKÜMET, 'İSTANBUL'UN KAYNAKLARI ÖZEL ŞAHISLARIN MENFAATİNE KULLANILMALI' DİYOR: Merkezi hükümet ise diyor ki İstanbul'un kaynakları, arazileri, yapılan ayrıcalıklı imar değişiklikleri ile özel şahısların menfaatine kullanılmalı, kamu da bu arazileri satarak gelir elde etmeli.
‘İSTANBUL’A NE OLURSA OLSUN’ DENİLDİ: Böyle bir yapılaşmanın altyapıya uygulayacağı baskı, kendi çevresine ve ulaşıma yükleyeceği stres, bölge insanlarının hayatına etkisi, çevresel faktörler umursanmadı. Arazi elden çıkartılsın, adeta İstanbul'a ne olursa olsun denildi.
Halbuki Büyükşehir Belediyemiz tarafından da kullanılan bu arazi, daha önceki planlarda şehir parkı olarak planlanmıştı. Şimdi soralım; 16 milyon İstanbullu aşağıdaki iki fotoğraftan hangisini tercih eder? 17 katlı binayı mı, herkesin yararlanacağı parkı mı?
YAPILAN PLAN DEĞİŞİKLİĞİNE İTİRAZ EDECEĞİZ: Biz, cevabın belli olduğunu düşünüyoruz. 16 milyon İstanbulluya ve ülkemize karşı sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Yasal süreci başlatıp yapılan plan değişikliğine itiraz edeceğiz. Bu düzensiz ve şehri boğan yapılaşmaya engel olacağız. İstanbul'u koruyacağız.
İstanbul sürdürülebilir, akılcı; doğaya, insana, kent ve yaşam hakkına saygılı bir şehircilik anlayışını hak ve talep ediyor. Şeffaflık ilkesi gereği önümüzdeki tüm süreci de kamuoyu ile açıkça paylaşacağız. Tüm İstanbulluların bilgisine ve dikkatine sunarım."
Bunlar da ilginizi çekebilir